Bir varmış, bir yokmuş, yıldızlarla dolu bir gece gökyüzünün altında, büyülü bir ormanda Bilge Baykuş Luna yaşarmış. Luna, yaşlı ve bilgili bir baykuşmuş. Geceleri ormanın hayvanlarına hikayeler anlatır, onların sorularını yanıtlarmış.

Bir gece, gökyüzüne baktığında bir şey fark etmiş: Yıldızlar eskisi kadar parlak değilmiş, hatta bazıları tamamen kaybolmuş! Luna endişeyle kanatlarını çırpmış ve “Bu, ormanda bir dengenin bozulduğunu gösteriyor. Derhal bir çözüm bulmalıyım!” demiş.

Luna hemen dostlarına haber göndermiş. Tavşan Pofi, sincap Zıpzıp, geyik Mira ve fare Momo onun yuvasına toplanmışlar.
“Ne oldu, Luna? Neden bizi çağırdın?” diye sormuş Pofi.

Luna, “Yıldızlar birer birer kayboluyor. Bu, ormanın büyüsünün zayıfladığını gösteriyor. Eğer yıldızlar tamamen yok olursa, orman karanlığa bürünür ve hepimiz zor durumda kalırız!” demiş.

Hayvanlar birbirlerine bakmış, biraz korkmuşlar. Zıpzıp, “Peki ne yapabiliriz?” diye sormuş.

Luna, “Efsanelere göre, kaybolan yıldızlar Gökyüzü Gölü’ne düşer. Onları geri yerine koymamız gerekiyor. Ama bu yolculuk zorlu olacak,” demiş.

Hep birlikte yola koyulmuşlar. İlk durakları, fırtınalı bir vadinin ortasındaki rüzgar mağarasıymış. Mağaranın içinden geçmeden Gökyüzü Gölü’ne ulaşmak mümkün değilmiş. Rüzgar o kadar sertmiş ki hayvanlar ilerleyememiş.
Luna, “Herkes birlikte hareket ederse rüzgar bizi savuramaz,” demiş. Hayvanlar el ele tutuşmuş ve birlikte hareket ederek mağarayı geçmeyi başarmışlar.

Daha sonra, Karanlık Orman’a varmışlar. Orman o kadar sessizmiş ki her adımlarında birer gölge beliriyormuş. Momo korkmuş, “Bu gölgeler bizi izliyor!” diye fısıldamış.
Luna, “Korkmayın. Gölgeler sadece bizim cesaretimizi test ediyor. Korkmazsak, bize zarar veremezler,” demiş. Hayvanlar birbirlerine cesaret vererek yollarına devam etmişler.

Sonunda Gökyüzü Gölü’ne ulaşmışlar. Göl, yüzeyinde parlayan bir ışıkla büyüleyici görünüyormuş. Ama gölün ortasında dev bir kurbağa oturuyormuş.
“Yıldızları geri almak istiyorsanız, bilmeceyi çözmelisiniz,” demiş kurbağa.

Kurbağa bilmecesini sormuş:
“Parlak ama elime alamam, hep yanımda ama dokunamam. Nedir bu?”

Hayvanlar düşünmeye başlamış. Mira, “Su olabilir mi?” diye sormuş.
Kurbağa başını sallamış, “Hayır.”
Momo, “Belki gölün yansımasıdır?” demiş.
Kurbağa yine başını sallamış.

Sonunda Luna gülümseyerek cevap vermiş: “Cevap yıldız ışığıdır. Parlak ama dokunamayız, hep yanımızdadır.”

Kurbağa, “Doğru! Yıldızlarınızı geri alabilirsiniz,” diyerek gölün derinliklerinden altın gibi parlayan yıldızları çıkarmış.

Luna ve arkadaşları yıldızları gökyüzüne bırakmış. Yıldızlar, eski yerlerine dönünce gökyüzü yeniden ışıl ışıl olmuş. Orman, huzura kavuşmuş.

O günden sonra, Bilge Baykuş Luna ve arkadaşlarının cesareti herkes tarafından konuşulmuş. Yıldızlar ise her gece onların başarılarını anlatır gibi parlamaya devam etmiş.

Ve masal burada sona ermiş, gökyüzü daima parlamış. ✨🌙