Bir zamanlar, yemyeşil ormanların ortasında, minik bir fare ailesi yaşarmış. Bu ailenin en küçük üyesi olan Momo, neşeli ve meraklı bir fareymiş. Ancak Momo’nun bir hayali varmış: Ormanın en değerli hazinesi olan Altın Fındığı bulmak!
Bu fındığın, ormanda yaşayan hayvanlara sonsuz mutluluk ve enerji verdiği söylenirmiş. Ancak bu hazineyi bulmak hiç kolay değilmiş. Çünkü Altın Fındık, Uğultulu Mağara’nın derinliklerinde, dikenli çalıların ardında saklanıyormuş.
Bir sabah, Momo cesaretini toplamış ve ailesine dönüp, “Bugün Altın Fındığı bulacağım! Ormandaki herkesi mutlu edeceğim,” demiş. Anne ve babası endişelenmiş:
“Aman dikkat et, Momo! O mağarada kim bilir ne tehlikeler var!”
Ama Momo kararını vermiş. Küçük sırt çantasını doldurmuş, biraz peynir, bir mum ve minik bir harita almış. Arkadaşı baykuş Dodo ona bir ipucu vermiş:
“Altın Fındık, cesur ama aynı zamanda zeki olanların ödülüdür. Yolunu dikkatli seç!”
Momo, ormanın derinliklerine doğru yol almış. İlk karşısına bir derenin üzerinde asılı duran eski bir halat köprü çıkmış. Köprü her sallandığında korkutucu bir gıcırtı sesi çıkarıyormuş. Momo biraz ürkmüş, ama cesaretini toplayıp köprüyü geçmiş.
Daha sonra, dev bir çalılıkla karşılaşmış. Çalılıkların arasında ince bir yol fark etmiş, ama dikenler geçmek için çok sıkıymış. Momo, “Belki daha kolay bir yol vardır,” diye düşünerek etrafı dolaşmış. Ve işte, çalılıkların arkasında daracık ama dikenlerden arınmış bir tünel bulmuş.
Sonunda Uğultulu Mağara’ya ulaşmış. Mağara, adı gibi uğul uğul sesler çıkarıyormuş. Momo biraz ürkmüş, ama mumunu yakarak mağaranın içine girmiş. İçerisi karanlık ve serinmiş. Birden bir baykuş sesi yankılanmış:
“Kim geliyor buraya? Altın Fındık’ı bulmak için zekânı göstermelisin!”
Momo’nun önüne üç yol çıkmış. Her yolun başında farklı bir işaret varmış: bir yıldız, bir dal ve bir fındık yaprağı. Baykuşun sözlerini hatırlayan Momo, “Altın Fındık’ı bulmak için en mantıklı seçim yapmalıyım,” diye düşünmüş. Fındık yaprağının işaret ettiği yola girmiş.
Yolun sonunda, kocaman bir fındık ağacı ve parlayan Altın Fındık’ı görmüş. Fındık, güneş gibi ışıldıyormuş. Ama tam almak üzereyken ağaç konuşmaya başlamış:
“Altın Fındık, yalnızca onu paylaşmak isteyenlere aittir. Eğer bencilce saklamak istersen, onun büyüsünden faydalanamazsın!”
Momo, gülümseyerek, “Altın Fındık’ı bulmak için buradayım. Ama onu herkesle paylaşmak için buradan götüreceğim!” demiş.
Ağaç bu sözlerden memnun kalmış ve Altın Fındık’ı Momo’ya vermiş. Momo ormandaki herkesi toplayıp, fındığı paylaşmış. Herkes daha mutlu ve güçlü hissetmiş.
Momo, eve döndüğünde ailesiyle gururla bu macerasını paylaşmış. O günden sonra, ormanda Momo’nun cesaretini ve paylaşma sevgisini anlatan bir hikaye dilden dile dolaşmış.
Ve orman, Altın Fındık’ın büyüsüyle sonsuza dek huzurlu kalmış.
Masal burada bitmiş, ama ormanın mutluluğu sonsuza kadar sürmüş. 🌳✨