Bir zamanlar, sessiz ve huzurlu bir vadinin ortasında, Yıldız adında bir kız çocuğu yaşarmış. Yıldız, gün boyunca ormanın derinliklerinde oyunlar oynar, çiçekler toplar, kuşların şarkılarını dinlerdi. Ama akşam olunca, bir türlü uyuyamaz, uykusuzluk yüzünden karanlıkta yalnız hissederdi. Her gece yatağında, gözleri kapalı olsa da, kafasında bir sürü düşünce uçuşur, korkular ve hayaller birbirine karışırmış.
Bir akşam, Yıldız yine yatağında dönüp dururken, penceresinden bir ışık süzüldü. O ışık, Ay’ın parlak ışığından geliyormuş. Yıldız, merakla pencereye doğru ilerledi ve ışığın kaybolduğunu fark etti. Ama hemen ardından, odasında tuhaf bir şey olmaya başladı. Odanın ortasında, ışıl ışıl parlayan bir ay perisi belirdi!
“Merhaba Yıldız,” dedi Ay Perisi nazik bir sesle. “Ben Ay’ın Işığıyım. Geceyi seninle paylaşmak için buradayım.”
Yıldız, şaşkınlıkla Ay Perisi’ne baktı.
“Sen… Gerçek misin?” diye sordu.
Ay Perisi gülümsedi.
“Evet, gerçeğim. Ama seninle buluşmaya geldim çünkü uyumadan önce bir yolculuğa çıkman gerektiğini düşündüm. Belki bu yolculuk, uykuya dalmanı kolaylaştırır.”
Yıldız, biraz korkmuş ama merakla Peri’yi dinlemeye başladı.
“Yolculuk… Ama ben her gece uyuyamıyorum. Kafamda bir sürü düşünce oluyor. Rüyalarım bazen çok karanlık ve korkutucu.”
Ay Perisi, Yıldız’a nazikçe yaklaştı.
“Rüyalar bazen karanlık olabilir, ama onları görmek, uyku yolculuğunun bir parçasıdır. Şimdi, sana bu yolculuğun güzelliklerini göstereceğim. Ama önce, gözlerini kapat ve rahatla.”
Yıldız, gözlerini kapatarak Ay Perisi’ne güvendi. Peri, Yıldız’ı kollarından tutarak havaya kaldırdı ve birlikte Ay ışığının altında uçmaya başladılar. Yıldız, ilk başta biraz korkmuştu ama Ay Perisi’nin varlığı onu rahatlattı. İkisi, yıldızlarla dolu bir gökyüzünde süzüldüler, bulutların arasında gezinerek, her bir bulutun bir yumuşak yatak gibi olduğunu keşfettiler.
“Her gece, bu bulutlar seni bekler,” dedi Ay Perisi. “Eğer uykun geldiğinde kendini bırakabilirsen, bu bulutlar seni saracak ve seni huzura kavuşturacak.”
Yıldız, Ay Perisi’nin söylediklerini dinlerken, bulutlara dokundu ve gerçekten de yumuşacık olduklarını fark etti. Ay ışığının altında, çok huzurlu bir ortam vardı.
“Demek ki, uyku sadece bir dinlenme değil, bir keşif de olabiliyor,” dedi Yıldız. “Rüyalar, karanlık değil, bir yolculuk!”
Ay Perisi başını salladı.
“Evet, rüyalar seni bilinçaltındaki dünyaya götürür. Burada, senin hayal gücünle oluşan güzel şeyler var. Korkularını bırak ve onlara gözyaşı değil, sevgiyle yaklaş.”
Birden, gökyüzünde parlak bir yıldız belirdi. Yıldız ona doğru yöneldi ve yıldızın etrafında dönerken, kendini çok huzurlu hissetti. Korkuları kaybolmuş, yerini güven duygusu almıştı. Ay Perisi ona doğru bakarak, “İşte, şimdi uykuya dalabilirsin. Her şey yolunda olacak.”
Yıldız, yavaşça gözlerini açtı ve Ay Perisi’nin son sözlerini hatırlayarak yatağına döndü. O günden sonra, her gece uyumadan önce Ay Perisi’nin söylediklerini düşündü. Uyku, onun için bir korku değil, bir huzur kaynağı haline gelmişti. Artık rüyalarına korkusuzca dalıyor ve her gece kendisini Ay’ın Işığı’yla huzura ermiş hissediyordu.
Ve Yıldız, her gece Ay ışığı altında uyuyarak rüya dünyasına adım atıyordu. Uyku, onun için artık bir yolculuk, bir keşif ve en önemlisi bir huzur kaynağıydı.
Ve o günden sonra, her gece Yıldız, rüyalarında Ay Perisi’yle birlikte mutlu ve huzurlu yolculuklara çıkıyordu.