Bir zamanlar, yemyeşil bir vadinin ortasında, küçük bir uğur böceği yaşarmış. Adı Lila’ymış. Lila, diğer uğur böceklerinden biraz farklıymış. Kırmızı kanatlarının üzerindeki siyah benekler diğer böceklerinki kadar belirgin değilmiş ve bu yüzden Lila kendini her zaman diğerlerinden ayrı hissedermiş.
“Benim beneklerim neden daha soluk?” diye düşünürmüş. “Belki de şans getirme yeteneğim yoktur.”
Bir gün, vadiye kocaman bir gökkuşağı inmiş. Gökkuşağı öyle canlı ve parlakmış ki, herkes ona hayranlıkla bakıyormuş. Ama Lila, gökkuşağına sadece uzaktan bakmış. “Benim gibi soluk bir uğur böceği, böyle bir güzelliği hak etmez,” diye mırıldanmış.
O sırada gökkuşağının içinden bir ses duyulmuş. Bu, Gökkuşağı Perisi’nin sesiydi.
“Lila, neden buraya yaklaşmıyorsun?” diye sormuş.
Lila, utanarak cevap vermiş:
“Benim beneklerim diğer uğur böcekleri kadar güzel değil. Belki de gökkuşağına yakışmam.”
Peri, nazikçe gülümsemiş ve Lila’yı yanına çağırmış.
“Renklerin sırrını bilmek ister misin, Lila?”
Lila, şaşkın bir şekilde başını sallamış.
“Evet, lütfen!”
Peri, kanatlarını çırparak gökkuşağının altına doğru uçmuş. Lila da cesaretini toplayarak peşinden gitmiş. Gökkuşağına vardıklarında, Peri parmağını gökyüzüne doğru uzatmış ve gökkuşağının her rengini tek tek anlatmaya başlamış:
“Kırmızı cesareti, turuncu yaratıcılığı, sarı umudu, yeşil huzuru, mavi bilgeliği, mor ise hayalleri temsil eder,” demiş. “Ama biliyor musun? Tüm bu renkler, birleştiğinde bir mucize oluşturur. Ve senin içindeki renkler, beneklerinden daha parlak.”
Lila, şaşkınlıkla Peri’ye bakmış.
“Benim içimde mi?” diye sormuş.
Peri başını sallamış.
“Evet, Lila. Senin soluk sandığın beneklerin, aslında rengarenk bir hikaye taşıyor. Şans getirme yeteneğin sadece dış görünüşünden gelmez. Senin kalbinin ne kadar sevgi dolu olduğundan gelir.”
Lila, bu sözleri duyunca kanatlarını açmış ve gökkuşağının ışığında dans etmeye başlamış. O anda benekleri parlamış, gökkuşağının renklerini yansıtarak daha da güzel hale gelmiş.
Vadideki diğer hayvanlar, Lila’nın ne kadar özel olduğunu fark etmiş. Lila artık kendini diğerlerinden farklı hissetmiyormuş, çünkü farklılığının onu eşsiz kıldığını anlamış.
O günden sonra, Lila ne zaman birine yardım etse, o kişinin hayatına renk katarmış. Herkes, Lila’nın aslında dünyanın en şanslı uğur böceği olduğunu düşünmüş.
Ve böylece Lila, hem kendi renklerini bulmuş hem de başkalarının renklerini keşfetmesine yardımcı olmuş. 🌈🐞