Bir zamanlar, bir kralın sarayında, çok akıllı ama biraz da huysuz bir adam yaşamış. Bir gün, kral, adama “Bana bir şey öğretmek ister misin?” demiş. Adam, “Tabii ki,” demiş, “Ama önce bana bir avuç tuz verir misin?” Kral, şaşkın bir şekilde, “Tabii, ama niçin?” demiş.

Adam, tuzu alıp, sarayın her köşesine dökmeye başlamış. Kral, adamın ne yaptığını anlamamış ve “Bunu neden yapıyorsun?” demiş. Adam, “İnsanlar, ne kadar çok tuz dökersen, o kadar fazla üzülür. Hayat bazen bir avuç tuz gibidir, doğru yönetilmezse her şey kararmaya başlar.”

Adam, daha sonra tuzları temizlemeye başlamış. Kral, “Ama bu kadar tuz ne işe yaradı?” diye sormuş.

Adam gülümsemiş ve şöyle demiş: “Hayat, doğru seçimler yaparak yönetilmelidir. Küçük olumsuzlukları büyütmek, insanı gereksiz yere üzebilir. Ancak, her şeyin yerli yerinde olması gerekir. Tuz da, yemeklerde kullanıldığında lezzetli bir şeydir, ama gereğinden fazla kullanıldığında acı olur.