Bir zamanlar, geniş bir ormanda birçok hayvan yaşarmış. Herkes birbirini tanır, ormanın çeşitli yerlerinde birlikte vakit geçirirlermiş. Bir gün, ormanın en hızlı tavşanı olan Pofuduk, ormanın en güzel karpuzlarının yetiştiği bahçeyi keşfetmiş. Pofuduk, karpuzları çok sevdiği için hemen onları almak istemiş. Ama bir sorun varmış: Bahçede çok fazla karpuz varmış ve Pofuduk hepsini almak istemiş.
Pofuduk, bir karpuz alıp hızla koşarak ormanın diğer tarafına gitmiş. Yolda bir tane daha güzel karpuz görmüş ve “Bu da benim olmalı!” diyerek o karpuzu da almış. Hızla koşarken bir yandan da iki karpuzla uğraşıyormuş. Ama karpuzların ikisini de taşımak oldukça zor olmuş. Her iki karpuzu bir arada taşıyamayan Pofuduk, birden düşüp karpuzlardan birini yere yuvarlamış. O kadar aceleci olmuş ki, yere düşen karpuzu yeniden almak için zaman kaybetmiş.
O sırada, ormandaki en bilge kaplumbağa, Yaşlı Kardo, yavaşça Pofuduk’un yanına gelmiş. Yaşlı Kardo, “Merhaba Pofuduk, ne kadar hızlı gidiyorsun!” demiş. Pofuduk, biraz pantarlayarak, “Yaşlı Kardo, ben çok açım, ama iki karpuz almak zor iş!” demiş. Yaşlı Kardo gülümseyerek, “Bazen, daha fazlasını istemek, kaybetmek anlamına gelir,” demiş. “Bakalım, ne kadar hızlı gidersen git, bu kadar karpuzla çok gitmek yerine, bir tane karpuz alıp yoluna devam etsen daha iyi olmaz mı?”
Pofuduk, Yaşlı Kardo’nun sözlerini düşündükten sonra bir karpuz alıp yavaşça ormanın diğer tarafına doğru gitmeye başlamış. Bu kez karpuzunu güvenle taşımış ve yolda daha fazla keyif alarak gitmiş. Yavaşça ilerledikçe, fark etmiş ki, bir karpuzla gitmek çok daha kolaymış.
Yaşlı Kardo, Pofuduk’a bakarak, “Hız ve acelecilik bazen kayıplara yol açar. Ama sabırla, sadece ihtiyacımız olanı aldığımızda, daha az çaba harcarız ve daha mutlu oluruz,” demiş.
Pofuduk, Yaşlı Kardo’nun öğüdünü hatırlayarak bir sonraki seferde sadece bir karpuz almak için acele etmemiş. O günden sonra, her zaman yaptığı işlere sabırla yaklaşmış ve her şeyini daha kolay bir şekilde yapmış.