Bir zaman, uzak bir vadide, minik bir kelebek yaşarmış. Bu kelebek, her gün çiçeklerin arasında uçmayı çok severmiş. Ancak akşam olduğunda, birden yorulup uyumak istemezmiş. Çünkü kelebek, geceyi eğlenceli bulurmuş ve uykusunu hep ertelemek istermiş.
Bir akşam, bir bilge baykuş minik kelebeği görüp ona yaklaşmış ve demiş ki: “Küçük kelebek, neden uykusuz kaldın? Geceyi eğlenceli bulsan da, uykusuz kalmak seni yorar.”
Kelebek, “Ama geceyi çok seviyorum, uçmak çok güzel!” demiş.
Baykuş, gülümseyerek “Evet, gece çok güzel. Ama uykusuz kalmak, sabahları enerjini alır. Uykunu aldığında, sabah gün ışığıyla daha parlak uçabilirsin. Uyku, senin gücünü yeniden kazandırır.”
Kelebek, baykuşun sözlerini dinleyerek o gece gökyüzüne bakmış, yıldızların parladığını görmüş ve yavaşça gözlerini kapatmış. O günden sonra, kelebek her gece uykusunu almaya başlamış ve sabahları çok daha enerjik uçarmış.